20 Mart 2008 Perşembe

♦ Ağlayanı Olmayan Bir Din İçin Ağlıyorum Ana!




Ağlayanı Olmayan Bir Din İçin Ağlıyorum Ana!
Ebu Muhammed el-Makdisi

Unutmak mı? Asla... Tutuklandığımdan beri döktüğün gözyaşlarını asla unutmayacağım...

Ve beni ziyaret ettiğin her defada zindanın parmaklıkları önünde daha da artan gözyaşlarını… Seni her görüşümde yüzümden eksik olmayan gülümsememe rağmen…

Anacığım bir an bile, bir an bile gözyaşlarının benim nazarımda önemsiz ve değersiz olduğunu aklından geçirme… Asla…

Sana olan sevgimi ve hürmetimi uzak yakın herkes bilir…

Ancak sana defalarca söylemiştim ya anacığım… Allah’ın dini bizim için her şeyden daha değerlidir… Ve Allah’ın tevhidi bize herkesten daha sevgili... Eğer üzüntünün ve göz yaşlarının artmasına sebep olduysam bil ki mazeretim budur anacığım... Sabret... Sana daha önce tekrar tekrar söylediğim gibi zindanda oluşumun sebebi yüce bir amaç uğrunadır... O da Allah’ın dini ve tevhididir.

Bu onur payesini alnında gururla taşı anacığım...

Zaman zaman uzun mesafeler katlederek beni ziyaret ediyorsun... Zindanın duvarları ardında görüşme vaktinin gelmesini beklerken başka annelerin konuşmalarını duyuyorsundur. Çocuklarının, eşlerinin, kardeşlerinin suçları ile ilgili... Çoğunluğu hırsızlık, tecavüz, gasp, uyuştururcu, cinayet vb. suçlardır. Düşünsene dünya hayatı uğruna, faillerini yıllar yılı zindan duvarları ardına kilitleyen bu suçlar ne kadar onur kırıcı ve utanç verici... Akrabalar arasındaki bağların kopmasına sebep olan, dostlukları bozan, büyük fitnelere sebep olan suçlar… Üstelik fani dünya uğruna… Alçaltan ve utanç veren bir şehvet uğruna...

Ama biz anacığım... Daha önceleri de sana defalarca anlattığım gibi biz, insanların çoğunun Allah’ın dinine yardım etmekten yüz çevirdiği bir zamanda bizce çok değerli ve gurur veren bir suçla suçlanıyoruz… İnsanlar tağutun darbelerine boyun eğmiş, zillet içinde bir hayata razı olmuşlar… Kendilerini bu yolda sıkıntılardan kurtaracak bir sessizliği seçmişler… Allah’ın bize layık görmüş olduğu bu değerli armağandan dolayı gurur duymalı ve mağrur olmalısın... Ve O’ndan bu yolda sebat edip bu yolda hayatımızı sonlandırmasını istemelisin… Davamızın (suçumuzun) “La İlahe İllallah” demek olduğunu sana anlatmıştım... Artık bundan öteye söyleyecek sözümüz yok...

Hiç yorum yok: